Categories
İNGİLİZCE-TÜRKÇE

extradition

Suçlunun iadesi.

Ülkesinde suç işleyen birinin, başka bir ülkeye kaçması sonucu, ülkesinin talebi doğrultusunda, suçlunun ülkesine iade edilmesi.

Cümlede kullanım:

Turkey has requested the extradition of criminals who fled to Greece at the Feto Case, but the Greek Government did not respond positively to Turkey’s demands.

Türkiye, FETÖ davasında, Yunanistan’a kaçan suçluların iadesini talep etmiş, ancak Yunan Hükümeti Türkiye’nin bu talebine olumlu yanıt vermemiştir.
Categories
İNGİLİZCE-TÜRKÇE

protective principle

Koruyucu ilke

Bir kişinin bir devletin sınırları dışında suç işlemesi ve işlediği bu suç nedeniyle, o devletin güvenliğine ve işleyişine zarar vermesi durumunda sözkonusu devlete yargılama hakkı veren uluslararası hukuk terimidir.

Cümlede kullanım:

Turkey was not able to apply the protective principle of international law against the murder committed in its own territory in the Case of Cemal Kaşıkçı.

(Türkiye, “Cemal Kaşıkçı Cinayeti”nde, kendi topraklarında işlenen bir suça karşı, uluslararası hukukun “protective principle” ilkesini uygulanamamıştır.)
Categories
İNGİLİZCE-TÜRKÇE

passive personality principle

pasif kişilik ilkesi.

Sınırlı durumlarda, bir devletin yabancı bir vatandaşın yurt dışında işlediği bir suç ile kendi vatandaşına verdiği zarar nedeniyle, suçlu yabancı vatandaşı yargılama yetkisini ifade eden uluslararası bir hukuk terimidir.

Cümlede Kullanım:

Big states apply the “passive personality principle” of international law more, against small states.

Uluslararası hukukun “passive personality principle” ilkesini büyük devletler küçük devletlere karşı daha çok uygular.
Categories
İNGİLİZCE-TÜRKÇE

functional necessity theory

işlevsel ihtiyaç teorisi.

Bir diplomatik misyonun görevlerini yerine getirebilmesini sağlamak için, gerekli olan imtiyaz ve dokunulmazlıklara sahip olması gerektiğini savunan uluslararası ilişkiler teorisidir.

Cümlede kullanım:

According to the “functional necessity theory”, if diplomatic representatives were not adorned with necessary autority, they would not have been able to do their duties.

(“İşlevsel zorunluluk teorisi”ne göre, diplomatik temsilciler gerekli yetkiye sahip olmasaydı, görevlerini yerine getiremezlerdi.)
Categories
İNGİLİZCE-TÜRKÇE

subjective territorial principle

Devletin sınırları içerisinde başlayıp yurt dışında tamamlanan bir suç için devletin yargılama yetkisini ifade eden uluslararası bir hukuk terimidir.

Cümlede kullanım:

Turkey claimed the jurisdiction of Cemal Kaşıkçı case in accordance with objective territorial principle.

(Türkiye, Cemal Kaşıkçı davasının yargılama yetkisini “objective territorial principle” ilkesine uygun olarak talep etti.)
Categories
İNGİLİZCE-TÜRKÇE

objective territorial principle

Bir devletin sınırları dışında işlenen ve kendisine zarar veren bir eylemden ötürü, sınırları içerisinde bu eylemi yapanı yargılama yetkisini ifade eden uluslararası ilişkiler (hukuk) terimidir.

Cümlede kullanım:

Turkey claimed the jurisdiction of Mehmet Ali Ağca case in accordance with objective territorial principle.

(Türkiye, Mehmet Ali Ağca davasının yargılama yetkisini “objective territorial principle” ilkeye uygun olarak talep etmiştir.)
Categories
Dil Bilgisi Temel Düzey

subject pronouns

Subject pronouns İngilizce’de öznel zamirlerdir. Zamir(pronoun) ismin yerini alan kelimelere denir.

Cümlelerde özne görevinde bulunan isimlerin yerini alan kelimelere de öznel zamirler (subject pronouns) denir.

Categories
İNGİLİZCE-TÜRKÇE

autarky

dış dünya ile ticaret yapmama durumu, kendi içine kapanma

Cümlede kullanım:

Autarky is the characteristic of self-sufficiency that means an entity survives or continues its activities without external assistance or international trade.

(Autarky, bir kurumun dış yardım veya uluslararası ticaret olmadan hayatta kalması veya faaliyetlerini sürdürmesi anlamına gelen kendi kendine yeterlilik özelliğidir.)
Translate »